ANNELİK ZANAATI

Annelik zor zanaat.Hic bitmeyen mesaiye dayaniklilik , sürekli değişen dünyamıza ayak uydurma esnekliği ve ince zeka gerektiriyor.

Kadınların erkeklere göre daha kıvrak zekaya sahip olması,ilgi alanlarının daha geniş bir yelpazeyi doldurması, olaylara hem duygu yoğunluğu hem de zeka/akıl  ile bakabilmeleri belki de insan denilen en önemli varlığın ilk ve en etkili  öğretmeni olmaları için gerekli şartlardandır.

Omur boyu suren annelik yolculuğunda aynı zaman diliminde bir çok durumu kontrol etmek durumunda kalmak bizi anne olmadan önce -anne olduktan sonra diye ikiye ayırıyor. Eskiden bir çiçeği sularken, sevdiğimiz bir yemeği yerken huzurla ve sadece yaptığımız ose odaklanan bizler sürekli bize muhtaç bir varlıkla diğer işlerimizi çabucak yapmaya alışıyoruz. Yaşamımızın odağına yerleşen küçük insan bizim daha hızlı,becerikli ve çok-yönlü olmamıza vesile oluyor.Bircok yönden kendimizi geliştiren biz anneler çocuğumuzun ayakkabısını kendi giymek istediğinde hemen giydirivermek, kalemkutusunu kaybettiğinde hemen buluvermek,  yemeği yemiyorsa ağzına tikivermek suretiyle çocuğumuzun işlerini de üzerimize alıyoruz.
Bir işi doğru yapabilmenin yanlışlardan, devamlı o işi tekrarlayarak öğrenmeden geçtiği su dünyamızda yeterli zaman ve alan bulamayan, bir süre sonra da kolayına gidip nasıl olsa annem yapar modunda giren çocuklar yetişti.
Öğrencilerime baktığımda ders başarısı yüksek öğrencilerin annelerinin gitseler mi anne gibi geride durduğunu, “sen daha iyi bilirsin evladim”diyebildigini gördüm.Benim. gibi tez canlı bir insan için zor olsa da “herkese kendi sorumluluklarını veriyorum.Basta eksik,hatalı olabilir ama zamanla daha iyi olacak”diyebilmeyi, amiyane tabirle çocuğun yapabileceği her ise atlayıp yapmamayi,geride durabilecek ama her zaman destek olabilecek kahraman anne olabilmeyi ümit ediyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.