Ramazan Ayı

Ramazan ayı: Medyada surekli şu kadar saat aç kalacağız ,iftarda ne yesek, susuzluga dayanmak için sahurda ne yapsak  programlarina maruz kaldığımız zaman dilimi… Yaş aldıkça zaman kavramına bakış açım değişiyor.Eskiden 1 ay uzun bir süre gibi gelirken şimdi 2 sene de neymiş çabucak geçer diye düşünüyorum. Çocukken 30 yasinda bir insan görünce kocaman insan gibi düşünürdük.Simdi ise 60 yaş mi?gençmis, daha yeni rahata ermiştir, hayatı yaşamaya başlamıştır diye düşünüyorum.
Algıların hayata bakış acimizi nasıl değiştirdiği , içinde bulunduğumuz duruma karşı sabrımızın beslendigimiz kaynaklarla ne kadar ilişkili olduğunu Ramazan ayi bana iyice hissettirdi. Etraftan duyulan sözleri umursamıyor gibi görünsek de aslında sözlerin,görüntülerin yaşadığımız zamana etkisi büyük.Icinde bulunduğumuz duruma sabretmek çoğu zaman bakış açımızla daha çok acı verebiliyor ya da daha hafif anlatmamıza sebep olabiliyor.

Güçlü,iradeli,her istedigini yapabilen varlıklar olduğumuzu zannediyoruz.Sanki hayat hep bizim bilincli tercihlerimize göre şekilleniyor, yaşadıklarımız hep  kontrol edebildiğimiz planlarınıza göre gerçekleşiyor.. Her durumla ilgili sahip olduğumuz “şöyle olması gerekiyor,böyle davransa uygun olurdu”tarzı dürünceler sadece bizi yoruyor.

Bu sene Ramazan ayını sevdiğim bir dost gibi düşündüm.Nasil olsa hemen geçip gidecek sonrasında kocaman bir yaz bırakacak ,getirdiği firsatlar bir sene bir daha gelmeyecek gibi.
Sanırım  ‘kabulde olmak ‘ dedikleri de böyle bir şey.Tatli ile acının birlikte yaşandığı hayatlarımızda şartlardan daha önemli olan bakış açımız ve bulunduğumuz duruma ve zamana karşı kabul durumumuz.
Bir çocuk gibi istediğim olmadi diyip “banane banane,onu bana veeeer..” diyip ağlamak  yerine, yaşadığım bu durumda acaba insanları terbiye eden ‘Rabbi Rahim ‘beni nasıl bir hale dönüştürmek istiyor deyip  bir film seyrediyor gibi yaşadığımız ana dışarıdan  bakabilmek  belki de hayatı daha yaşanılır hale getirir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.