NE DEDIYSEN O

Olumlu telkinin önemi ve su moleküllerindeki değişimi ile ilgili hepimizin bilgisi vardır. Internette arama yaptığımızda bununla ilgili video ya da görsellere ulaşabiliriz.

Çocuk, ergen, yetişkin gibi tanımlamalar kullanılırız. Adı üstünde “çocuk” olan varlıkların bazen yetişkin gibi davranmasını istiyoruz. Öğretmenliğin kazandırdığı belki de mesleki deformasyon diyebileceğimiz durumdan dolayı  her şey hemen olsun, herkes dediklerimi hemen yapsın isteği biz eğitimcilerin kendi çocuklarımiza mükemmeliyetçi davranışlar segilememize sebep olabiliyor.

Her sınıf seviyesinde ve yaştan öğrenci ile çalışma şansım oluyor. Öğrencinin başardığı durumu takdir eden,olumlu telkin yapan ebeveynlerinin çocukları zamanla iyiye gidiyor. Durumun tersi diyebileceğimiz başarısızlıklarının sürekli dile getirildiği çocuklar ise kolayca pes ediyor ve sürekli desteğe ihtiyaç duyuyor.  Bu durumu bir yolu bulurken sürekli Navigasyona ihtiyaç duyma durumu ile orneklendirebiliriz. Araç kullanırken yolu navigasyon yardımı olmadan kendimiz bulmaya çalışmak istersek ve yolda dikkatli olursak rotayı kolaylıkla kendimiz çözebiliriz ama araç kullanmayı ilk öğrendiğimizde ya da öncesinde çok fazla bunu yapamayacağınız ile ilgili cümleler duyduysak ya da her adımımızda  birilerinin destegini alarak hareket ettiysek beynimize bu konuda ket vurulmuştur bile.

Öğrencinin yanında da “okumayı sevmez”, “yabanci dil öğrenmekte zorlanır” “dersin başına oturtmak zor”  gibi cümleler cümleleri çocuklar tamamen doğru olarak kabul ediyor ve çabalamaktan vazgeçiyorlar. Bu konuda bir ebeveyn olarak ne diyorsak aslinda hakliyiz ve cocuk yetistirme konusu emek istiyor ama maalesef cocuklar diyorsak onu kabulleniyor ve çekirdek inanç sistemini bizim telkinlerimizle  inşa ediyorlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.